Yavuz Bülent Bâkiler
yavuzbulent.bakiler@tg.com.tr
25 Mart 2012 Pazar
Nevruz Kimin Bayramı?
İddia ediyorum, kesin bir sonuçla yazıyorum: Türkiyemizde bir iktidar günün birinde şu veya bu sebeble mesela 30 Ağustos zafer bayramımızı rafa kaldırırsa, bu yasaklamanın üzerinden de yüz yıl gibi bir zaman geçse ve o yüzyılın sonunda birtakım insanlar ortalığa çıkarak “Biz ABAKA kavmindeniz! 30 Ağustos, bizim eski bayramlarımızdan biridir. Biz o eski bayramımızı yeniden kutlamak istiyoruz!” dese, ne olur biliyor musunuz? Evvela ortalık, birden bire toz duman olur. Devlet yetkilileri 30 Ağustos kutlamalarını engellemek için tedbirler almaya başlar. Sonra, basınımızın seçkin Türk yazarları, kalemlerini ellerine alırlar ve açık bir yüreklikle derler ki:
-”Canım! Bu kadar telaşa ne gerek var? ABAKA halkı haklıdır. Adamlar, 30 Ağustos bayramlarını rahatlıkla kutlamalıdırlar. Halkların kardeşliği için, onların bayramlarına karışmamalıyız.”
Türk aydınlarımızdan da bu desteği alan ABAKA gençleri, kadınları, çocukları... büyük sevinçlerle meydanlara koşarlar!..
Bu girizgâhı, Nevruz Bayramı için yaptım. Nevruz: Müslümanıyla, Hristiyanıyla, Musevisiyle, Şamanistiyle... bütün Türk dünyasının, binlerce yıldan beri kutlayageldikleri, ortak bayramlarıdır. Bizim Selçuklu ve Osmanlı devirlerimizde Nevruz bayramlarımızda, Nevruziyelerimiz de, Nevruz yemeklerimiz de meşhurdu. Nevruz kutlamaları, Cumhuriyetimizin ilanından sonra da bir süre devam etti ve 1926 yılında kaldırıldı. Cumhuriyet adamlarımız Batılılaşmak için 21 Mart Nevruz Bayramı yerine 1 Mayıs Bahar Bayramını aldılar.
1 Mayıs esasında işçi bayramı olduğu ve zamanla 1 Mayıslara kan bulaştığı için, ondan da uzak durmaya çalıştılar. Ben bütün Türk Cumhuriyetlerine 10 defa gidip geldim ve onlarla ilgili yüzbir televizyon programı hazırladım ve sundum. Doğrusu, benim çocukluk ve gençlik yıllarımda da Nevruz kutlamalarımız yoktu. Ben Nevruz şenliklerini ilk defa Türk Cumhuriyetlerinde gördüm ve büyük bir heyecan duydum. Mesela Azerbaycan’da Nevruz şenliklerinde iki gün resmî tatil verilir. Özbekistan’daki Nevruz bayramları o kadar renkli, o kadar canlı geçer ki, âdeta yer gök renklerle, çiçeklerle, oyunlarla, şarkılarla, türkülerle birbirine karışır. Türkmenistan’da da, Kırgızistan’da da öyle. Özbekistan’daki Nevruz bayramlarının ihtişamını, bin yıl yaşasam bile unutamam.
Türkiye Radyo-Televizyonu için Nevruz programını arkadaşım Mehmet Ali Özpolat’la birlikte hazırladık. Fakat TRT’nin korkak idarecileri, o Nevruz programını yayınlamadılar. Sonra birtakım kimseler Nevruzu istismara başlayınca, galiba Milli Güvenlik Kurulunun ikazı üzerine, TRT kurumu, bir zamanlar yasakladığı o programı 5-6 defa yayınlamak mecburiyetinde kaldı.
Bundan 3 yıl önce, İstanbul Televizyonu beni bir Nevruz programı dolayısıyla davet etti. Gittim ve yayın başlayınca dedim ki: “Nevruz bizim milletimizin çok eski bir bayramıdır. Biz Nevruz diyoruz Türkistan Türkleri ise Yenkigün! diyorlar. Nevruz bütün Türk Cumhuriyetlerinde büyük merasimlerle kutlanıyor! Sözlerimi bitirmeden, İstanbul Televizyonu Ankara’dan aldığı bir emirle yayını derhal kesti ve beni programdan çıkardılar! İyi mi? Acaba Nevruz için ben ne demeliydim?
0 yorum:
Yorum Gönder