rss
twitter
    Ne mutlu Türküm diyene!

Topçu Yüzbaşı Mustafa Ertuğrul



Dünya askeri tarihinde ilk defa olarak bir uçak gemisi batıran Türk subayı. Gemileri karadan dağ topu ile batıran gelmiş geçmiş tek subaydır. (Daha sonradan USS Yorktown, Akagi, Kaga ve Soryu gibi çok ünlü uçak gemileri Japon-Amerikan savaşlarında batmıştır.)

1892 yılında Girit'in Hanya kentinde doğmuş ve 1912 yılında Harp Okulu'nu topçu subayı olarak bitirmiştir. Çanakkale Savaşı'nda 27'nci Alay'da savaşan Mustafa Ertuğrul Osmanlı ve Alman Demir Haç madalyalarıyla ödüllendirilmişti. Oradan Galiçya cephesine tayin edilen Mustafa Ertuğrul, 1916 yılında, emrine 4 dağ topu verilerek, Kaş'a tayin edildi. I. Dünya Savaşı'nın en sıcak günleri olan o dönemde resmen İtalya'ya bağlı olan Meis Adası İngiliz ve Fransız kuvvetlerinin denetimindeydi. Doğu Akdeniz geneli açısından stratejik önemi olan Meis Adası'nın işgal ve tahkimine Çanakkale'de 5'inci orduyu komuta eden Alman General Liman Von Sanders'in 'çok gizli' emriyle karar verildi. Bu emir çerçevesinde Mustafa Ertuğrul 4 adet 7,7'lik Alman yapımı Erhard dağ topu olan küçük bir batarya ile Aydın'dan Kaş'a intikal ettirildi. Başlangıçtaki plan adanın alınması olmakla birlikte, cephede bunun imkânsızlığına kanaat getirilerek, operasyon Meis Limanı'nda demirli yolcu gemisinden uçak gemisine dönüştürülmüş Ben-My-Chree komutasındaki filo ve adayı transit limanı olarak kullanan erzak ve mühimmat gemilerinin imha ve tacizini hedefler şekle dönüştürüldü. 1930 yılında kaleme alması Mustafa Kemal Atatürk tarafından bizzat tavsiye edilen hatıralarını yazdı ve bıraktığı kaynaktaki bilgiler kaynak yakın geçmişte güncelleştirilip desteklenerek yayınlandı.

Batırılan ilk uçak gemisi: Ben My Chree
Ben My Chree'nin Meis Limanında Yanarak Batışı

Dünya savaş tarihinde bir ilki başararak, 7.7 inçlik dağ bataryasının bir uçak gemisini 36 dakikada sulara gömen komutan Topçu Mülazım Mustafa Ertuğrul'dur. Batırdığı uçak gemisi ise, 120 metre boyunda, saatte 24,5 mil hız yapan ve altı uçak taşıyan İngiliz bandıralı Ben My Chree’dir. Aynı gün Meis Limanı’na demirli büyüklü küçüklü pek çok tekne de batırılır.

Fransız savaş gemisi Paris II

Mustafa Ertuğrul bir süre sonra Kemer yakınındaki Ağva koyunda Fransız avizosu Paris II'yi de sadece 18 dakikada denize gömdü ve mürettebatı esir aldı. Düşman donanması içinde artık efsaneleşmeye başlayan Mustafa Ertuğrul bataryası, 145 atımdan 110’unu gemiye isabet ettirecek kadar ustadır.

Kamikaze botu ile batırılan Alexandra:

Uçak gemisi Ben My Chree’nin ardından Paris II kruvazörünün de bir “dağ bataryası” ile batırılması, Müttefiklerin artık açıktan seyretmeye başlamasına neden olmuştur. Mustafa Ertuğrul savaşın bu aşamasını hatıralarında, “Herhangi bir yelkenlinin kaburgasını kaplayan iç tahtaları sökülerek, mümkün mertebe fazla miktarda dinamit kaburga aralarına döşenecek, tam merkezine de bir top fünyesi yerleştirilecek. Fünye halkası bir telle portakal sandıklarından birisinin altına bağlanıp, kaburgalar tekrar çakılarak düzen hazırlanacaktı. Birbirine bağlı sandıklar mutlaka bir vinç yardımıyla kaldırılacaktı ki, fünye dinamiti ateşleyip geminin batırılmasını sağlayacaktık.” şeklinde aktarmaktadır.

Kamaları sökülmeyen tek batarya:

Dünya Savaşı bittiğinde, Mondros Mütarekesi gereğince, işgal edilen Anadolu topraklarında, tüm silah ve cephaneye el konuldu. Topların kamaları söküldü. O tarihlerde Aydın bölgesindeki birlikleri denetlemekle görevlendirilen Ben My Chree’nin eski komutanı Charles R. Samson ise; “Gösterdiği kahramanlıktan dolayı bu batarya toplarının kamalarını sökmek askeri şerefe aykırıdır” diyerek, Mustafa Ertuğrul’un bataryasına dokunmadı.

Resmi kayıtlara göre 1. Dünya Savaşı sırasında aralarında krüvazör, zırhlı, hücumbot, uçak gemisi vs.nin de bulunduğu irili ufaklı 200 civarı düşman tekne ve gemisini batırmıştır. Çanakkale'deki başarılarının yanı sıra,Kurtuluş Savaşı'nda yakın arkadaşı Demirci Mehmet Efe ile batı cephesinde işgalcilere ilk bozgunları yaşatan kahramanların arasındadır.

Mustafa Ertuğrul savaştan sonra yerleştiği Antalya'da 1961'de vefat etti.

2007 yılında Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından Antalya'nın Şarampol mevkiinde anısına bir heykel dikilmiştir.Soyadı kanunundan sonra da "Aker" soyadını almıştır.

Anıları, Mustafa Aydemir tarafından "Ben Bir Türk Zabiyim" adlı bir eserde toplanmıştır.

0 yorum: