rss
twitter
    Ne mutlu Türküm diyene!

Azerbaycan ve İran-Ermenistan İlişkileri



Kandaşımızın "Nahçivan ile bağlantıyı nasıl kuruyorsunuz?" soruna verdiği cevapla konuya başlamak istiyorum.
Hava yolundan istifade olunur. Yük daşımaları üçün İran erazisinden istifade olunur. Bakı-Qars demir yolu açıldıqdan sonra ise Türkiye üzerinden daşınacaq. Ermeniler istediklerini etmişler, daha ne edecekler. Bir şey etseler başlarını ezerik!
Kardeşlerimizin ordusu son derece hırslı ve moralli. 1980’li yılların sonlarında itibaren Ermenistan’ın küçük çaplı saldırılarına maruz kalan Azerbaycan, Sovyetler Birliği’nin dağılışıyla birlikte kendisini bu ülke tarafından başlatılmış olan bir savaşın ortasında buldu. 1990 sonları ile Sovyetler Birliği’nin resmen dağılması arasındaki dönemde Ulusal Savunma Bakanlığı’nın oluşturulmasına ilişkin yoğun tartışmalar yaşanmış, fakat dönemin yönetiminin “Sovyet ordusu bizi korur, ulusal orduya gerek yok.” tezini ileri sürerek ordu kurulmasına karşı çıkması, ülkenin savunmasında ciddi sıkıntılar yaşanmasına sebep olmuştur. Bu nedenle başlangıçta Azerbaycan’daki Ermeni birliklerinin saldırılarına, av tüfekleriyle silahlanmış gönüllü birliklerin yardımıyla karşı koyulmuştur. Savaşlar silahlarla kazanılıyor. 90'lar geride kaldı, Azerbaycan ordusunun envanterine göz atalım. Envanter kapalı kutu ama ben yinede yazayım.

Kara Kuvvetleri:
Asker: 62. 000
Tank ve Zırhlı Araç: 259
Hava Kuvvetleri:
Personel: 7.900
Savaş Uçağı: 55
Nakliye Uçağı: 2
Saldırı Helikopteri: 15
Nakliye Helikopteri: 13
Deniz Kuvvetleri:
Personel: 2.200
Hücumbot: 9

Yukarıdaki veriler 06.04.2007 yılına aittir.
Bir tarafta motivasyonu yüksek, inançlı ve hırslı Azerbaycan ordusu diğer tarafta eski profesyonelliği kalmayan ve fireler veren Ermenistan ordusu var.

İran-Ermenistan İlişkileri
İran-Ermenistan ilişkilerini sağlıklı tahlil edebilmek için tarihi bazı gerçekleri de bilmek ve bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor. İran'ı çok seven kuş beyinliler gelişmeleri izah etmekte zorlanacak, hatta şaşıracaklardır. Dini esaslara göre yönetilen, İslami yapıda olduğunu dilinden düşürmeyen İran’ın Meclis Başkanı Gulam Haddat’ın, 12 Eylül 2006’da Ermenistan’a gerçekleştirdiği resmi ziyaret sırasında Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan ve Meclis Başkanı Tigran Torosyan ile yaptığı görüşmelerdeki açıklamalarını anlamakta zorlanabilirsiniz. Gulam Haddat’ın sözde soykırım ile ilgili sorulara verdiği cevaplar çok ilginç; Vatanları ve halkları uğrunda ölen insanlara saygıyla yaklaştıklarını söyleyen Gulam Haddat, İran’dan Ermenistan’a gelen resmi görevlilerin soykırım anıtını ziyaret ettiklerini hatırlatıyor ve İran’da İslam devrimine kadar 24 Nisan’ın soykırım günü olarak kabul edilmediğini, devrimden sonra İran'da yaşayan Ermenilerin 24 Nisanı anmaya başladıklarını söyleyerek, mevcut yönetimin Ermenilere destek verdiğini açıklıyor. Satır aralarına beceriksizce gizlenmeye çalışılmış mesajlar aslında çok açık ortada duruyor. İran yönetimi, kendisinden önceki yönetimin Ermeni karşıtı, devrim sonrası inşa edilen İslam rejimiyle yönetilen İran’ın ise Ermeni yanlısı olduğunu, ülkede yaşayan Ermenilerin soykırımla ilgili faaliyetlerine destek verildiğini anlatıyor. Kafanızdaki İran nasıl oluyor da Hristiyan alemini sürekli ajitasyona tabi tutan Ermenistan hakkında bu tür söylemlerde bulunabiliyor. İran Kafkaslardaki ulusal çıkarları çerçevesinde İslam kardeşliğini bir kenara bırakarak, Ermenistan ve Rusya’ya yaklaşma siyasetini benimsemekten çekinmemiştir. İran Azerbaycan'ında yaşayan Azeri Türkleri İran için kritik bir konudur. Güney Azerbaycan'ın kuzeyle birleşme tehlikesine karşı İran milli siyasetini oluşturmuştur. Ermenistan ile olan ilişkileri bu siyasetin neticesidir. Duygusal olmaya gerek yok çıkarlar herşeyin önündedir. Erdoğan ILGAZ'ın konu ile ilgili yazılarını okumanızı tavsiye ederim.

0 yorum: